Son yıllarda İran ile İsrail arasındaki gerilimler ve gölge savaşları oldukça artmıştır. Bu çatışmalar yalnızca doğrudan askeri mücadelelerle sınırlı değildir; istihbarat ve casusluk alanı rekabetin ana sahnelerinden birine dönüşmüştür. İran, karmaşık ve hedefli stratejiler kullanarak İsrail’in hassas güvenlik ve toplumsal katmanlarına nüfuz etmiş, iç ağlara yerleştirdiği casuslar üzerinden hayati bilgiler toplamayı başarmıştır.
İran’ın nüfuzunu dikkat çekici kılan şey ise İsrail toplumundaki iç zafiyetler ve rejimin meşruiyet krizidir. Analizlere göre, işgal altındaki topraklarda yaşayan birçok kişi rejimin geleceğine ve istikrarına inanmamakta ve siyasi ve toplumsal yapının çöktüğünü hissetmektedir. Bu güvensizlik, ekonomik sorunlar, dini-etnik ayrılıklar ve Filistinlilerle süren çatışmaların yarattığı baskılarla birleşerek casus işe almak için uygun bir zemin oluşturmuştur.
Son yıllardaki İran-İsrail istihbarat gelişmeleri, iki tarafın karmaşık ve çok katmanlı bir gizli savaş içinde olduğunu göstermektedir. Haziran ayındaki 12 günlük savaş sırasında İsrail, İran içindeki nüfuz ağlarını sergiledi; bu ağlar, nükleer tesisler, bilim insanları ve hatta savunma yapıları hakkında bilgi toplamakla görevlendirilen İranlı ve İranlı olmayan unsurlardan oluşuyordu. Bu unsurların bir kısmı ayrıca İran’a karşı yürütülen gölge operasyonlarında kullanılan gizli ekipman ve teknolojilerin transferinde rol oynadı. Savaşın ardından Tahran, nüfuz unsurlarını tespit etmek amacıyla geniş çaplı tutuklamalar ve ‘temizleme’ kampanyaları başlattı. Buna paralel olarak İran da İsrail içindeki devşirme ve nüfuz girişimlerini genişletti. İsrail güvenlik raporlarına göre, İran’ın İsrailli vatandaşları devşirme çabaları en az 2020’den bu yana hız kazanmış ve çoğunlukla sosyal medya ve mali hedeflerle yürütülmektedir. Kaydedilen verilere göre 2013-2025 arasında İsrail içinde İran bağlantılı 39 casusluk veya güvenlik dosyası tespit edilmiş, bunların 31’i İsrail vatandaşlarını kapsamıştır. Bu kişilerin büyük kısmına verilen görevler (askeri tesislerin fotoğraflarının çekilmesi, ordu hareketlerinin izlenmesi veya rejim karşıtı posterler asılması gibi) başlangıçta basit görünse de 2024’ten itibaren çok daha ciddi bir aşamaya geçmiştir.
İran’ın İsrail’deki nüfuz stratejisi
İran’ın İsrail’deki nüfuzu yeni değildir ancak 2020’li yılların başından itibaren belirgin şekilde artmıştır. Veri analizleri, İran’ın dijital hedefleme, sosyal medya ve çevrimiçi iletişim yoluyla casus işe aldığını göstermektedir. Telegram, WhatsApp, Instagram ve Facebook gibi platformlar bu stratejinin önemli araçlarıdır ve İran’ın mali, toplumsal veya psikolojik hedeflere sahip bireylere ulaşmasını kolaylaştırmaktadır.
İran özellikle mali, sosyal veya psikolojik sorunlar yaşayan bireyleri hedef almaktadır. Son dosyaların incelenmesi, işe alınan kişilerin çoğunun azınlıklar, yeni göçmenler veya İsrail toplumuna aidiyet hissi zayıf olanlardan oluştuğunu ortaya koymaktadır. Rejime duyulan güvensizlik ve gelecekle ilgili endişeler, İran ile işbirliği için güçlü motivasyonlara dönüşmektedir. Toplumbilimsel analiz, İran’ın toplumsal bütünlüğün zayıf olduğu ve kimlik algısının kırılganlaştığı noktaları giriş kapısı olarak kullandığını göstermektedir.
Nüfuz ve casusluk operasyonlarından örnekler
İsrailli bakanın İran için casusluk dosyası: Eski İsrail Enerji Bakanı Gonen Segev, İran’ın İsrail’in siyasi ve güvenlik yapısına nüfuzundaki en önemli örneklerden biridir. Segev, sonunda İran adına casusluk yaptığını kabul etmiş ve “İsrail’e ihanet” suçlamasıyla yargılanmaktan kaçınmak için savcılıkla anlaşmıştır. Raporlara göre Segev, Nijerya’da yaşadığı yıllarda İranlı diplomatlarla ilişki kurmuş ve 2012’de İran’ın Abuja Büyükelçiliği yetkilileriyle iki doğrudan görüşme gerçekleştirmiştir. Şin-Bet, Segev’in İran istihbaratı tarafından işe alındığı açıklamıştır. Soruşturma, Segev’in güvenlik yetkilileri, hassas altyapılar, enerji piyasası ve askeri-sivil tesislerle ilgili önemli bilgileri İran’a aktardığını ortaya koymuştur. İsrail medyası, onun şifreli iletişim sistemlerini kullanarak ve dünyanın çeşitli yerlerindeki otel ve dairelerde yaptığı görüşmelerle mesaj ve bilgi aktardığını yazdı. Sorgulamalara göre Segov, bazı İranlı unsurları “zararsız bir iş insanı” kimliği altında İsrailli yetkililere tanıtmaya çalışmış ve fiilen Tahran ile İsrail’in güvenlik yapıları arasında bir iletişim kanalı oluşturmayı hedeflemişti. İran’ın ihtiyaç duyduğu verileri toplamak için İsrail Savaş Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve güvenlik kurumlarının çalışanlarıyla temas halindeydi.
Segov dosyası, İsrail için ağır bir darbe oldu; çünkü o sıradan bir vatandaş değil, eski enerji bakanı, Knesset üyesi ve İsrail’in güvenlik ve altyapı yapılarıyla yakından aşina bir isimdi. Bu olay, İsrail’in üst düzey yetkililerinin bile Tahran ile Tel Aviv arasındaki istihbarat savaşında İran’ın bir unsuruna dönüşebileceğini gösterdi.
Roy Mizrahi ve Almog Etiyas dosyası: Hayfa yakınlarındaki Nesher kentinde yaşayan bu iki 24 yaşındaki genç, İran’ın çevrimiçi ağı tarafından devşirildi. Başta sıradan görünen görevler üstlenseler de zamanla görevleri askeri tesisler ve üst düzey yetkililer hakkında bilgi toplamaya kadar ilerledi.
Basem ve Taher Safadi dosyası: Önemli bir diğer örnek, Masade köyünde yaşayan Druzi sakinleri Bassem ve Taher Safadi dosyasıdır; bu kişiler İran ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle suçlandılar. Taher, babasının yönlendirmesiyle, Golan Tepeleri’ndeki İsrail ordusunun hareketleri hakkında bilgi topluyor ve bunları İran televizyon ağına çalışan bir gazeteciye gönderiyordu. Bu dosya, İran’ın casusluk ağları oluşturmak için aile ve sosyal bağlantıları kullandığını ve güven oluşturarak hassas bilgileri elde etmeye çalıştığını göstermektedir. Rejime karşı güvensizlik, yönetimin yetersizliği ve iç meşruiyet krizi, sosyal ve aile ağlarının yabancı nüfuz için kolayca bir araç haline gelmesine uygun bir ortam yaratmıştır.
Rafael Rooni dosyası: Hatzorim hava üssünde görevli 21 yaşındaki bu asker, uzun süre İran’la irtibat halindeydi. Kanal 15’e göre İran’ın İsrail ordusunun en hassas üslerine sızdığı itiraf edilmiştir. Siyonist rejimin Kanal 15 muhabiri, açıklamalarının bir bölümünde, son tutuklanan asker Rafael Rooni’nin İsrail Hava Kuvvetleri’nin stratejik üssü Hatzarim’de görev yapan bir asker olduğunu vurguladı. Bu muhabire göre, Rooni uzun süre İran’la bağlantı kurmuş ve onlar için casusluk yapmıştır. Muhabir ayrıca, Rooni’nin rejimin güvenliğine zarar vermekten pişman olmadığını ve para almak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu belirttiğini aktardı.
Kanal 15, bazı Siyonist yetkililere atıfta bulunarak, İran’ın İsrail’in askeri yapısındaki geniş nüfuzuna dikkat çekti. İsrail medyasına göre, son birkaç ayda yaklaşık 50 casusluk suçlaması çıkarılmış, bunların 5’i ise rejimin askerlerinden oluşmuştur. Bu dosya, İran’ın çevrim içi ağlar ve maddi motivasyonları kullanarak, İsrail’in askeri yapısındaki kilit kişiler üzerinde nüfuzunu artırabildiğini göstermektedir. Psikolojik analizler, hükümet kurumlarına duyulan güvensizlik ve gelecek korkusunun, bireylerin yabancı casusluk ağlarıyla işbirliği yapmasının temel itici güçlerinden biri olduğunu ortaya koymaktadır
Shimon Azarzar dosyası: 27 yaşındaki Azarzar, İran’la bir yıl çevrimiçi iletişim kurmuş ve Ramat David hava üssü de dâhil kritik askeri noktalara dair bilgiler iletmiştir. Kripto para ile ödeme aldığı belirtilmiştir.
Veri Analizi ve Eğilimler
Washington Enstitüsü’nün araştırmasına göre İran, 2013-2025 arasında İsrail’de en az 39 casusluk operasyonu yürüttü. Bunların 31’i İsrailli vatandaşlarla ilişkilidir. Yaş aralıkları 13-73 arasındadır ve yarısından fazlası gençlerden oluşmaktadır. Buna göre İran, mali, ideolojik ve psikolojik motivasyonları aynı anda kullanan karma bir devşirme modeli izlemektedir.
Toplumsal verilerin analizi ise İsrail toplumunun içten çöktüğünü göstermektedir: sınıfsal uçurumlar, etnik-dini gerilimler, devlet kurumlarına güvenin kaybı ve geleceğe dair karamsarlık, bireyleri yabancı istihbarat faaliyetlerine daha açık hâle getirmektedir.
İsrail’in tepkisi
İsrail, tutuklamalar, yargılamalar ve “kolay para, ağır bedel” gibi kamuoyu kampanyalarıyla İran’ın nüfuz girişimlerini engellemeye çalışmaktadır. Ancak güvenlik yetkilileri, insan unsurunun her zaman en zayıf halka olduğunu ve İran’ın operasyonlarının hâlen ciddi bir tehdit oluşturduğunu kabul etmektedir.
Psikolojik ve toplumsal analiz
İran’ın hedef aldığı kişiler genellikle değer görme ihtiyacı, heyecan arayışı, anlam arayışı veya mali sıkıntılar nedeniyle savunmasız durumdadır. İsrail’deki uzmanlar, devşirilenlerin çoğunun yalnızca para için değil, “hayatlarında bir rol oynama hissi” için casusluk yaptığını belirtmektedir.
Sonuç
Washington Enstitüsü’ne göre İran’ın en ciddi girişimlerinden biri, 2024’te eski Şin-Bet başkanı ve savaş bakanı Binyamin Netanyahu’ya yönelik suikast planıydı. İsrailli iş insanı Moti Maman, bu planı ilerletmek için iki kez İran ve Türkiye’ye seyahat etti ve toplantılara katılmak için 5 bin euro aldı. Washington Enstitüsü’nün raporuna göre, İran bu eylemi Hamas liderinin suikastına karşı bir intikam girişimi olarak değerlendiriyordu. İsrail İç Güvenlik Teşkilatı (Şin-Bet) raporuna göre, 2024 yılında İran ile bağlantılı casusluk davaları, bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 400 artmıştır. İsrail polisinin güvenlik bölümünün başkanına göre, İran, İsrail ile Hamas arasındaki son savaşta İsrailli vatandaşları kendine çekmek için yararlanıyor ve ülkedeki casusluk faaliyetleri artmıştır.
İran’ın İsrail’deki nüfuzu, modern çağın karmaşık gölge savaşlarının tipik bir örneğidir. Çevrimiçi iletişim, mali motivasyonlar ve toplumsal-psikolojik zafiyetlerden yararlanarak İran, İsrail içinde etkili casus ağları kurmuştur. Toplumsal çöküş hissi, rejime güvensizlik ve bireysel motivasyonlar, bu nüfuzu kolaylaştırmıştır. 31 casusluk dosyasından 20’sinde dijital para ile ödeme yapılmıştır. İşe alınan birçok kişi, İran için çalıştıklarını biliyor veya tahmin ediyordu, ancak bazıları kendi eylemlerini önemsiz olarak görüyordu. Görevler farklıydı; bazıları poster asmak gibi basit işlerken, diğerleri daha ciddi olup bilgi toplamak ve hatta bazen aile üyeleri de dahil olmak üzere başkalarını etkilemeye çalışmayı içeriyordu.
yorumunuz